Türk Kahvesi

0 Comments

Turk Kahvesi 

Kahve deyince aklıma ilk olarak Kurukahveci Mehmet Efendi’nin önündeki uzun kuyruklar ve o mis gibi kahve kokusu geliyor. Eminönüne her gidişimizde o sıraya girip, kahve almasam olmuyor.
Şimdilerde ise hem göz zevkime hitap eden, hemde huzur bulduğum bir yer Kozahan …
Kahveci Ali’nin fincanları öyle albeniliki sanki geçmişte gibi insan, bakmaya doyamıyor.

Vazgeçilmezlerimizden olan kahve yapımına gelince, cezveye kişi başına bir tatlı kaşığı tepeleme kahve, 1 tatlı kaşığı şeker ve 1 kahve fincanı soğuk su ilave ederek iyice karıştırın. Kısık ateşte hiç karıştırmadan kaynamasını bekleyin. Kaynamaya başlayıp, köpük toplanmaya başlanınca köpüğü kaşıkla fincanlara bölüştürün. Cezvedeki kahveyi bir taşım kaynatıp, yavaşça fincanlara ilave edin. Su ve parça çikolata veya likörle servis yapabilirsiniz.

Kahvenin yanında neden su getirilir ?

İki farklı yorum..
Osmanlı zamanında eve misafir geldiğinde kahveyle birlikte su getirilirmiş. Misafir toksa kahveyi alırmış. Açsa suyu. Tabii o zaman hemen sofra kurulurmuş. Böylece çok ince bir nezaketle anlaşılırmış.

Eskiden padişahların yemeklerini tadan çeşnicibaşılar varmış. Bunlar her yemeği zehirli olup olmadığını anlamak için tattıkları gibi kahveyi de tadarlarmış. Fakat kahvenin makbulu demir cezvede tek kişilik yapılanıymış. Hal boyle olunca da koca padişaha 5 kişilik kahve değil tek kişilik kahve pişiriliyormuş. Bu da güvenlik zaafiyeti oluşturuyormuş. Bunun üzerine bir yöntem geliştirilmiş. Bu yönteme göre,padişah kahveye parmağını bandırıp kahvenin yanında gelen suya sokarmış. Kahvenin suyun içindeki dağılımına göre zehirli olup olmadığını anlarmış. Mevzu da o günlerden bugünlere gelmiş………….

One thought on “Türk Kahvesi”

Bir cevap yazın